Siyasal Fragmanlar - Ekonomi Politik Üzerine Söylev
Yazar: Jean-Jacques Rousseau
Yayınevi: Say Yayınları
Tür: Felsefe-Düşünce
Sayfa sayısı: 168
Kapak türü: Karton
Kağıt türü: 2. Hamur
Dil: Türkçe
Baskı: 2008
Barkod: 9789754687514
Jean-Jacques Rousseau bir özgürlük filozofudur. Bu bağlamda sivil toplumun çelişkilerini sorgulamış ve bu sorgulamayı gerçek-leştirirken de “insan-yurttaş, doğa-toplum, kır-kent ilişkilerini” öne çıkarmıştır. Onun felsefesinde insan doğuştan iyidir, ama toplum ta-rafından asıl doğasından uzaklaştırılmış ve doğal özgürlüğünü yitirmiş bir konumdadır. Rousseau’nun ereği, toplumda dolayımsız birliğin yeniden kurulması amacıyla bireylere gerçek bir toplum sözleşmesi sunarak sivil özgürlüğün sağlanmasıdır.
“18. yüzyılın sonunda Rousseau’nun düşüncelerinden etkilen-memiş insan kalmamıştır. Bu denli büyük bir etki yaratabilmek için en derin anlamıyla kuşağının temsilcisi ve sözcüsü olmak gerek-mektedir. Rousseau sıradan insanlardan biridir ve onlar arasından ilk konuşandır; halk için konuşurken kendisi için konuşmuştur.” O, 18. yy’da “cumhuriyetçi” istemleri köktenci bir biçimde dile getiren ilk düşünürdür ve bu bağlamda reformist nitelikli diğer Aydınlanma düşünürlerinden ayrılır. Goethe’nin dediği gibi, “Voltaire nasıl birdünyanın sonuysa, Rousseau da bir dünyanın başlangıcıdır.”
Rousseau Siyasal Fragmanlar’da, Doğal durum, Toplumsal anlaşma, Yasalar, Halkın mutluluğu, Lüks, Vatan, Ahlak, Sparta ve Roma Cumhuriyetleri gibi, öğretisinin temel temalarını ele almış ve incelemiştir. Okuyucu bu fragmanlarda, Rousseau’nun düşüncesini kesin ve etkileyici bir biçimde açıklayan formülleri bulacaktır. Ekonomi Politik Üzerine Söylev’de ise, düşünür, özellikle “hükümetin amacını yüceltmek ve öneminin altını çizmekle” ilgilenir. Devletin bireylerini koruma zorunluluğu, yurttaşlar oluşturmaya yönelik genel eğitim ve özellikle en önemli yasa olan “yasalara itaat edilmesi” temelinde ele alınan yasalar, çalışmasının mihenk noktalarını oluşturur. Ayrıca iktisadi sorunlara, “fizyokratların yaptıkları gibi bir iktisatçı olarak değil, özellikle bolluk, lüks ve eşitsizlikten doğan kötülükleri engelleme kaygısındaki bir ahlakçı gibi bakması” da yapıtın bir başka özgünlüğü ya da eksikliğidir.